Örneğimiz, herkesin yakından bildiği, tanıdığı Japon araba markası…
Ama daha önce “Katmanlı Düşünme Modeli”ni tanıyalım.
“Katmanlı Düşünme Modeli,” ile inovasyon yapmak, bir konunun derinliklerine inmek, onu parçalara ayırmak, parçaları incelemek, yapbozun bilinmeyen parçalarını bulmak ve parçaları yeniden ve daha gelişmiş bir şekilde bir araya getirecek yöntemleri aramaktır.
“Katmanlı Düşünme Modeli,” inovasyon sürecinde sonraki adımları öngörmek ve bunu farklı kombinasyonlarla müşterinin değer vereceği ürün veya hizmete dönüştürmeyi başarmaktır.
“Katmanlı Düşünme Modeli”yle inovasyona dönüşen ilk örneğimiz, herkesin yakından bildiği Japon araba markası.
Firma, müşterilerinin arabaya daha da bağımlı kılacak inovasyonlar üzerinde uzun süre çalışmalar yaptı ve tam da istediği gibi bağımlılık yaratan bir inovasyona imza attı.
Peki, neden bağımlılık yapma üzerine çalışılıyor? Arabanın kaliteli olması, müşterinin isteklerini karşılaması yetmiyor mu? Hayır, yetmiyor… Özellikle de bundan sonra hiç yetmeyecek!
Sadece ürünün iyi olması, her isteğinizi karşılıyor olması yeterli değil. Çünkü bütün rakipler sizin yaptığınızın aynısını yaparken, sürekli hizmet ve kalite çıtasını yükseltirken, müşteriyi kendinize bağlamınızın farklı, bambaşka yöntemlerini aramanız şart oldu. Bunun adına “pazarlamada inovasyon” diyoruz.
Peki, bu araba markası, müşteriyi kendine bağlamak için ne yaptı?
Bağımlılık yapan inovasyon Örneği:
Marka, müşterilerinin arabaya daha da bağımlı kılmak için uzun süredir üzerinde çalıştığı özel bir “kapı kapanma sesi” üretti. Ve bu özel ‘ses’i üretmek için iyi de para harcadı…
Kapı kapanma sesi farkında olmadan kullanıcıda bağımlılık yaratarak arabayla, dolayısıyla markayla kişi arasında bir bağ oluşmasına yol açarak kişi için daha da vazgeçilmez hale geliyor.
Müşteri izleme çalışmalarında üretilen kapı sesinin, müşterilerde yarattığı etkilerin çıktıları oldukça dikkat çekici.
Çıktılar başka yazıya…