BÜTÜN GELİŞME MANTIKSIZ İNSANA BAĞLI!


Ne demiş İngiliz edebiyatçı George Bernard Shaw; “mantıklı insan çevresindeki şartlara uyarken, mantıksız insan çevresindeki şartları kendisine uyduran insandır; onun için bütün gelişme mantıksız insana bağlıdır.”

Her sektörde öyle ilginç ürün ve hizmetler ortaya çıkıyor ki, sürekli şaşırıyor ve içimizden de ‘helal olsun’ demek geliyor. 

 

İşin görünen yanına değil, görünmeyen ve hiç düşünülmemiş taraflarına odaklanmak, ilginçliklerin ortaya çıkmasını sağlayan anahtar rolünde. Bunun için “Bilinmeyeni Keşfet” dersinin, her okul seviyesine konulması gerekiyor.

Keza, inovasyonun tanımlarından birisi de “bilinenin farkındalık değeriyle yer değiştirmesidir.”

 

“Ters Bisiklet Deneyi”nin öğrettikleri

 

Bilinmeyi keşfetmek için önce kafamızdaki kalıplardan kurtulmamız gerekiyor.

 

Bu konuda “Ters Bisiklet Deneyinin” sonuçları oldukça çarpıcı.

 

Olay Amsterdam’da geçiyor. Destin adında, bilinmeyenin peşinde olan bir meraklı, bildiğimiz bisikleti kafamızdaki kalıpları kırma konusunda önemli bir deneye konu ediyor.

Normalde çok iyi bildiği bisiklet kullanımı, dümendeki ters bir hareketle kullanılması mümkün olmayan bir şekle dönüşüveriyor.

 

Yaptığı şey basit; bisikletin dümenini ters hareket ettirmek. Dümeni (gidon) sola döndürdüğünüzde tekerlek sağa giderken, dümeni sağa döndürdüğünüzde ise tekerlek sola gidiyor. Kulağa çok basit gelen bu deney, Destin adlı araştırmacıyı dünyanın her bir yanına gidip seminerler veren bir seminatöre dönüştürmüş durumda.

Bu şekliyle kullanılması neredeyse imkânsız olan bu bisiklet bize, kafamızdaki tekdüzeliğin resmini elimize veriveriyor.

 

Destin, beyinde normal bisiklet kullanımının bir algoritması olduğunu ve küçük bir değişikliğin bile her şeyi değiştiriverdiğini söylüyor. Deneyin kendi derin gerçeğini bir anda keşfetmesini sağladığını da ilave ediyor.

Gittiği konferanslarda seyircilere, 5 metre kullanmaları karşılığında, kendinden gayet emin bir şekilde yüzlerde dolar teklif ediyor. Sonuç: hiç kimse bir metre dahi sürmeyi beceremedi!

 

Belki farkında değiliz ama kafamızda ki kalıplar bizi değişime karşı taşlaştırıyor, istesekte yeni anlayışları kabul edemez hale geliyoruz.

 

Destin, 8 ay zorlu bir öğrenme sürecinden sonra beynindeki kalıpları kırmayı başarmış birisi. Bilmekle beynin anladığı şeyin aynı olmadığını belirtiyor ve dünyaya önyargılarla baktığımızı söylüyor.

Bu basit deney, beynimizin yeni yöntem, uygulama ve sistemlere kaşı direncini göstermesi açısından oldukça ilginç görülmelidir.

 

Daha da enteresanı, tam öğrendim dediği an, bu sefer de eski kullanma algoritmasının beyninden silindiğini anlaması olmuş.

 

9 yaşındaki oğlu ise, onun öğrendiği sürenin neredeyse otuzda biri zamanda kullanmayı başarmış. Çocukların kalıpları dönüştürmesinin çok daha kolay olduğu malumumuz. Deneyden de bunu anlıyoruz. Çocuklar büyükler dünyasında girdikçe kafalarında ki kalıpların sayısı da o derece artıyor.

 

Yaratıcılık konuşunda çalışan George Land, Amerika’da 5 yaşında çocukların %98 olan yaratıcı düşünce seviyesinin 15 yaşında %12 'ye düştüğünü ortaya koyuyor. 5 yaşındaki çocuk için kaşık sadece yemek yeme aracı değil, davul çalma, masaj yapma, kulak karıştırma işine de yarayabiliyor.

 

Beynimizdeki kalıpların kırılması için ciddi denemelere ihtiyacımız olduğu kesin.

 

İnovasyonun da kurtaramayacağı aşama gelmeden önce, beynimizi önyargılardan sıyırmak için ise beynimizin aykırı ve yaratıcı yönünü geliştirmemiz gerekiyor.

 

Bunun formülü ise:

 

Aykırı ve yaratıcı Düşünce = İlgi +Eğitim + Hayal Gücü + Zaman + Sabır

Yaratıcılığımızın önündeki engeller;

  • Uyuşuk modda takılı kalmak

 

  • Değişime karşı sert direnç
  • Yaratıcılığa vakit ayıramayan bir hayat anlayışı
  • Değişimin tehlike yaratacağı düşüncesi
  • Alışkanlıklarımız
  • “İcat Çıkarma” sendromu
  • Olumsuz tecrübeler
  • Riski göze alamamak

 

 

Yaratıcı olmak için nelere ihtiyacımız var;

  • Elektronik İştahlarınızı biraz da bilinmeyeni keşfetmeye odaklayın

 

  • 6 Yaşındaki çocuk gibi sorular sorun
  •  Sabah erken kalkıp zihin jimnastiği yapın
  •  Sorunları farklı şekillerde tarif etmeye çalışın
  •  Mümkünse yaratıcı, aykırı tiplerle bir araya gelin
  •  Problem çözme tekniklerini öğrenin
  •  Risk almayı sevin
  • Bağlantısı olmayan şeyleri bağlama üzerinde sürekli çalışın. İlgisiz konular arasında ilişki kurun.
  • Yeni fikirlerinizi çevrenizde zekâsına güvendiğiniz birkaç kişiye sorun
  •  “Muhtemel durum senaryosu” oluşturun ve birden fazla seçenekte çözüm üretmeye çalışın
  • Esnek olun     
  • Kullandığınız dili ve odaklandığınız noktayı değiştirin
  • Evinizde bir inovasyon ambarı yapın, yeni fikirlerinizi buraya koyun.

 

 

“Ters Bisiklet Deneyini” aşağıdaki linkten izlemenizi öneririm.

https://www.youtube.com/watch?v=z2Yd8LdI9KA